Cilt 3 Sayı 3 (Aralık 2025)
Orjinal Araştırma Makaleleri Analysis of Researches on the Embassy of Er-nazar Maqsud Uglı

Sunnatillo Hamrayev

ss. 183 - 195

Özet

This article analyzes how the causes, goals, objectives, and outcomes of the embassy of Ernazar Maqsud ugli, sent from Bukhara to Russia, have been interpreted in research from different periods. The study highlights the significance of this embassy in establishing and strengthening diplomatic relations between the Russian Empire and the Emirate of Bukhara, as well as the mutual interests of the two states. Based on existing research, the article details the stages of the embassy's journey, its composition, and a brief history. The historiography of the embassy spans Russian Imperial, Soviet, and post-independence literature.

The historiographical analysis focuses on how the reasons for the embassy's formation, its intended purpose, and its results have been discussed. It also examines the differing viewpoints in studies from various periods regarding the embassy's role in the development of diplomatic relations between the two states. A comparative analysis is conducted on how the interests of both countries in the embassy have been explored in these studies. Furthermore, the article investigates researchers' opinions on the long-term goals of these diplomatic relations.

Additionally, based on archival documents, this study clarifies several hypotheses put forward by researchers concerning the financing of the construction of the Embassy of Ernazar Madrasah, built in the city of Bukhara in connection with the results of the embassy. The article provides an analysis and scientific critique of the different approaches to the historical events surrounding this embassy found in research published during various periods.

Anahtar kelimeler: Embassy of Ernazar, Emirate of Bukhara, Russian Empire, diplomatic relations, Catherine II, trade relations, trade duties, strategic goals, Constantinople, Hajj to Mecca, trade privileges, fortifications.

Orjinal Araştırma Makaleleri Kur’ân’ın Ceza Hukukuna Makâsıdî Yaklaşım: Adâlet, Caydırıcılık ve Toplumsal Islah İlkeleri

mustafa özyiğit

ss. 196 - 213

Özet

İslam ceza hukuku, bireyin haklarını korumayı, toplumda huzur ve güven ortamını tesis etmeyi ve suçları önleyici bir sistem geliştirmeyi hedefler. Makâsıdü’ş-Şerîa, İslâm hukukunun gayelerini ele alan bir disiplin olarak, ceza hukukunun adâlet, caydırıcılık ve ıslah ilkeleri açısından değerlendirilmesine imkân tanır. Adâlet ilkesi, suç ve ceza dengesini koruyarak, masumiyetin gözetilmesi ve aşırılıklardan kaçınılmasını gerektirir. Kur’ân, cezaların infazında adâletin gözetilmesini zorunlu kılarak, herhangi bir aşırılığa veya keyfiliğe izin vermemektedir. Kur’ân’ın belirlediği cezalar, suç oranlarının düşürülmesi ve toplumun genel güvenliğinin sağlanması açısından caydırıcı bir nitelik taşır. Ancak bu cezaların uygulanması, hukukun genel ilkeleriyle uyumlu ve toplumsal dengeleri gözeten bir anlayışla gerçekleşmelidir. Kur’ânî hükümler, cezanın sadece bir infaz aracı değil, aynı zamanda bireyin ve toplumun ıslahına yönelik bir eğitim mekanizması olarak değerlendirilmesini öngörmektedir. Bu doğrultuda, affetme, tövbe kapısını açık tutma ve iyileştirme süreçleri, İslâm ceza hukukunun temel unsurları arasında yer almaktadır. Bu makale, Makâsıdü’ş-Şerîa perspektifinden Kur’ân’ın ceza hükümlerinde adâlet, caydırıcılık ve toplumsal ıslah ilkelerini ele almaktadır. Çalışmada, döküman analiz yöntemi kullanılarak İslâm hukukunun temel kaynakları olan Kur’ân ve Sünnet bağlamında ceza hükümlerinin makâsıd eksenli yorumu incelenmiştir. Kur’ân’ın ceza hükümleri, Makâsıdü’ş-Şerîa çerçevesinde adâleti sağlamak, suçları caydırmak ve toplumu ıslah etmek gibi temel amaçlara yöneliktir. Bu hükümler, bireyin haklarını koruyarak toplumda huzur ve güven ortamı oluşturmayı hedefleyen bir yapı sunar. Söz konusu ilkelerin birbirleriyle nasıl bir denge içerisinde ele alındığını ortaya koyarak, İslâm ceza hukukunun dinamik yapısını ve toplumsal düzen üzerindeki etkilerini daha iyi anlaşılması hususunda literatüre katkı sağlamaktadır.

Anahtar kelimeler: Kur’ân, Makâsıdü’ş-Şerîa, Adâlet, Caydırıcılık, Islah

Orjinal Araştırma Makaleleri Shaping Natıonal And Ethnic Identities: Borders of Afghanistan and Russian Turkestan in the 19th Century

Shokhruz Sharipov

ss. 214 - 234

Özet

The 19th century marked a pivotal period in the formation of national and ethnic identities along the borderlands of Afghanistan and Russian Turkestan. The geopolitical rivalry between the British and Russian Empires, known as the Great Game, led to the establishment of new borders that not only served political interests but also profoundly impacted the cultural, ethnic, and social landscapes of the region. These borders created distinct national identities and reinforced divisions among ethnic groups such as Pashtuns, Uzbeks, Tajiks, and Turkmen, reshaping their historical relationships. This article explores the role of borders in shaping local identities through migration, trade, governance, and cultural exchange. It examines how borders imposed by external powers influenced tribal structures, local governance, and inter-ethnic dynamics, ultimately solidifying notions of nationhood and cultural distinctiveness. The study highlights the dual nature of these borders as both barriers and zones of interaction, contributing to evolving concepts of identity in Afghanistan and Central Asia. The findings provide a historical perspective on how 19th-century border-making practices continue to shape contemporary identity politics in the region.

Anahtar kelimeler: Afghanistan, Russian Turkestan, Central Asia, the Great Game, trade, Pashtuns, Uzbeks, Tajiks, Turkmens, ethnic groups

Orjinal Araştırma Makaleleri Osmanlı Döneminde Maraş’taki Alman Eğitim Kurumları ve Eytamhanesi Üzerine Bir İnceleme

sevim CEYLAN DUMANOĞLU

ss. 235 - 246

Özet

Bu çalışma, 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında Osmanlı topraklarında faaliyet gösteren Alman misyonerlik örgütlerinin Maraş’taki kurumsal yapılanmasını ve kültürel nüfuz stratejilerini incelemektedir. Araştırma, Maraş’ta açılan Alman okulları, eytamhaneler ve mesleki atölyeler aracılığıyla bölgede yürütülen eğitim ve yetiştirme faaliyetlerinin toplumsal etkilerini açıklamayı amaçlamakta, Alman misyonerlerin eğitim müfredatlarını yerel ve dini koşullara göre uyarlayarak özellikle Ermeni çocuklar üzerinden kültürel ve dilsel nüfuz oluşturmayı hedeflediğini ortaya koymaktadır. Çalışmada Osmanlı arşiv belgeleri, Sarıfakıoğlu ailesine ait kişisel arşivler ve döneme ait yayınlar temel kaynak olarak kullanılmıştır.

Araştırma bulguları, Alman misyonerlerin Maraş’ta yürüttüğü eğitim ve yetiştirme faaliyetlerinin çok boyutlu bir stratejiye dayandığını ortaya koymaktadır. Maraş Alman Eytamhanesi ve okullarında çocukların yalnızca barınma ve iaşe ihtiyaçları karşılanmamış aynı zamanda marangozluk, terzilik, kunduracılık, tarım ve diğer mesleki becerilerle donatılmaları sağlanmıştır. Eğitim programları, yerel dil ve dini koşullara uygun olarak Osmanlıca ve Ermenice öncelikli olmak üzere yapılandırılmış, üst düzey öğrenciler ise Almanya’daki yüksek öğrenim kurumlarına yönlendirilerek bölgedeki kalıcı Alman etkisinin temeli atılmıştır. Kurumlar aracılığıyla Alman misyonerler sadece sosyal hizmet sunmamış yerel halkla kurdukları ilişkiler, sağladıkları maddi ve manevi destekler ile öğrencilerin farklı merkezlere nakilleri üzerinden uluslararası bir eğitim ağı inşa etmiştir. Maraş’taki Ermeni nüfus, bu süreçte misyonerlerin kültürel ve siyasi nüfuzunu genişletmede stratejik bir hedef olarak belirlenmiş, okullar ve eytamhane aracılığıyla Ermeni çocukların yerel toplumda Alman etkisi altında yetişmesi sağlanmıştır. Böylece eğitim ve mesleki yetiştirme faaliyetleri, yalnızca bireysel gelişim ve toplumsal katılımı desteklememiş aynı zamanda Alman misyonerlerin bölgedeki siyasi, kültürel ve ekonomik hedeflerini bütüncül biçimde pekiştirmiştir.

Anahtar kelimeler: Osmanlı Devleti, Maraş Sancağı, Eğitim, Almanya, Okul, Eytamhane

Orjinal Araştırma Makaleleri Azimet ve Ruhsat Ekseninde İtidal Arayışları

Hatice özek

ss. 247 - 263

Özet

ÖZ

Allah Teâlâ, İslâm dininin (emir ve gereklerini) en güzel şekilde kulunun yaşamasını isterken, haram ve helal noktasında helal olanı tercih etmesi hususunda kolay olanı buyurmuştur. Bu sunumunda azimet ve ruhsat uygulanırken itidal arayışlarını ele alacağım.

İslâm hukuk alanında azimet ve ruhsat konuları Müslümanın kişisel ve sosyal hayatının bir parçası olan kavramlardır. Azîmet: Mükellefe kat’i, kesin ve kuvvetli bir şekilde verilen emirdir. Şer’i hükümler, kulların karşılaştığı her türlü sıkıntı ve zorluklar gibi arızî durumlar karşısında başlangıçta konulan ve normal şartlarda mükellefin yapmakla zorunlu olduğu aslî hükümlerdir. Azîmet’in zıttı ise ruhsattır. Ruhsat, dinen geçerli mazeretlerden dolayı normal şartlarda yapılması asli hükmün şartlarına göre davranmamayı gerektiren durumlarda, kolaylaştırmaya dayalı geçici hükme denir. Ruhsat, kişilerin durumlarına göre kendilerine kolaylık ve uygun hale getirmek üzere ikinci derece meşru kılınan hükümlerdir. Ruhsat, hükümlerin dünyevî hayat şartlarına uyumunu sağlamaktadır. İslâm dininin helal kıldığı ruhsatlar kulun yükünü hafifletmek içindir. Şer’i hükümler çerçevesinde, ruhsat sayesinde zorluk ve zaruret gerektiren yükümlülükler hafifletilirken, azîmet ise normal durumlarda Şâriî’n

koyduğu hükümlerdir. Ruhsatı yerine getirebilmek için belli şartlara dair azimetle ilgili bir karine mevcuttur.

İslam hukuku, kulların mazeretlerini dikkate alarak, zorlukları ortadan kaldırmak ve kolaylık sağlamak amacıyla ruhsatlar tanımıştır. Bu sebeple İslâm hukuku kulların dünya ve ahiret yaşantısını düzenleyen belli hükümlere sahiptir. Dini hükümlere göre müminin, duruma göre azimete, duruma göre ruhsata göre davranması bu nizamı sağlamada en iyi yöntemdir. Zira İslâm insanlara meşakkat vermek yerine kolaylık sunan, ifrat ve tefrite düşürmeyen vasat çözümler öneren bir hukuk sistemidir. İtidal, bu konuda nicelik ve nitelikte orta yolu tutmak, aynı zamanda alçakgönüllü olmaktır. İfrat ve tefrit, helal ve caiz olan şeylerde sınırı aştığında kişiyi harama götüren yollardır. İslâm dininde farz olan emirleri yaptıktan sonra fazla ibadet olan nafilelerde haddi aşmamak veya ihmal etmek rahatlık göstermek ölçüyü kaçırmamak gerekir.

Hukuki metinlerde, ibadette tasarruf ve ritüellerin uygulanmasında ölçülü olmayı teşvik eden ifadeler yer alırken, aynı zamanda dini görevlerin kolaylaştırılması ve bireylerin sınırlarını aşmaması konularına da vurgu yapılmıştır. Azîmet ve ruhsat kavramlarını birbirinden farklı olarak ele alınmalıdır. İslam hukukunu değerlendirirken bu kavramları hem usûl hem de füru açısından, çeşitli örnekler ve uygulama yönünden inceledim. Bu sunumda amacım modern hayatın koşulları çerçevesinde, Şâriî’nin belirlediği hüküm ve kurallara uygun olarak müminin ibadet ve muamelat konularında azîmet ve ruhsat örneklerini, fıkıh araştırmaları çerçevesinde sunmaktadır.

Anahtar kelimeler: İslam Hukuku, Azimet, Ruhsat, İtidal, Zaruret.

Kitap İncelemesi 99 Questions Abaout Lousanne

Barış Özinan

ss. 264 - 266

Özet

99 Questions about Lausanne, was written by Prof. Dr. Mustafa Budak and published by Ketebe publications in 2018. As the title suggests, it provides basic information about the Lausanne Peace Treaty. The book consists of the following sections: Contents, preface, 99 Questions, Appendices, Bibliography, and Index and has 191 pages in total.

Anahtar kelimeler: Lausanne Peace Treaty, 99 Questions about Lausanne, Mustafa Budak